Mikhail Botvinnik (Dünya Şampiyonu: 1948-1957, 1958-1960, 1961-1963)
Mikhail Moiseyevich Botvinnik 1911’de günümüzde Finlandiya sınırları içerisinde bulunan Kuokkala’da dünyaya geldi. 12 yaşında başladığı satrançta hızlı ilerledi ve 14 yaşında bir simültanede Jose Raoul Capablanca’yı yendi. Leningrad’da yaşayan Botvinnik Sovyet Ustası olan antrenör Abram Model’in gözetiminde ilerlemeyi sürdürdü ve 1927’de ilk kez SSCB Şampiyonası’na katıldı. Botvinnik, bunu yapan en genç oyuncuydu ve Ulusal Usta ünvanını da bu turnuvada kazandı. 1930’da Leningrad Şampiyonası’nı 6.5/8 ile kazandı ve ertesi yıl da en yakın rakibi eski Sovyetler Birliği Şampiyonu Peter Romanovsky’nin 2.5 puan önünde kazandı.
Botvinnik’in satrançta yükselişi, Sovyetler Birliği’nin II.Dünya Savaşı öncesindeki atılım ve savaş sonrasında dünyanın en büyük satranç ülkesi olarak ortaya çıkışıyla paralellik gösterir. 1931’de Botvinnik, 13.5/17 ile ilk Sovyetler Birliği Şampiyonluğu’nu kazandı. Aynı yıl Lengingrad Politeknik Enstitüsü’nde Elektrik Mühendisliği’ni bitirdi ve doktoraya başladı. 1933’te kendi memleketi olan Leningrad’da yeniden Sovyetler Birliği Şampiyonu oldu. Mikhail Moiseyevich, toplam 6 Sovyetler Birliği Şampiyonluğu ünvanına sahiptir (diğerleri 1939, 1944, 1945 ve 1952’dedir). Bu alanda Mikhail Tal ile birlikte rekorun sahibidir. 1933’de dönemin en iyi oyuncularından birisi olan Salo Flohr’la bir maçta berabere kaldı. Moskova 1935’te Flohr’la birlikte, Lasker ve Capablanca’nın önünde birinciliği paylaştı. Nottingham 1936’da ise Euwe ve Alekhine’in önünde Capablanca ile birlikte birinci oldu. Bu birincilik, bir Sovyet ustasının ülkenin dışında kazandığı ilk turnuva olması açısından önemlidir. Ayrıca bu dönemden itibaren Sovyetler Birliği’nin dünya şampiyonu olmasındaki en önemli ümidi Botvinnik olmuştur.
1938’de gelmiş geçmiş en güçlü turnuvalardan birisi olarak gösterilen AVRO 1938’de, ki bu turnuvayı kazanan oyuncunun Alekhine ile unvan maçı yapması öngörülmüştü, Reuben Fine ve Paul Keres’in arıından üçüncü oldu. II. Dünya Savaşı’nda sonra ise her şey çok değişecekti. 1941’de Sovyetler Birliği Şampiyonluğu turnuvası’nda Keres’i (o dönem ülkedeki en önemli rakibi), Smyslov, Boleslavsky (Şah-Hint Açılışı’nın ilk teorisyenlerinden), Bonderavsky ve Lilienthal gib isimlerine önünde ünvanı kazandı. 1946’da, savaştan sonra dünyadaki önemli oyuncuları oluşturan ilk turnuva olan Groningen’de 14.5/19 ile birinci olarak dünya şampiyonu adayı olduğunu gösterdi. Ertesi yıl da yine güçlü Chigorin Memorial’i kazandı. 1948’de FIDE’nin davet üzerine Dünya Şampiyonluğu Turnuvası’nda yer alacak beş oyuncudan birisi oldu. Lahey’de ve Moskova’da düzenlenen turnuvayo 14.5/20 ile rahatça kazandı ve altıncı dünya şampiyonu oldu. Bu sistem Bronstein’ın iddiasına göre onun yarattığı bir sistemdi. Daha sonra dünya şampiyonlarının ünvanı kaybettikten sonraki ertesi yıl, dünya şampiyonluğu adaylar döngüsüne girmeden yeniden dünya şampiyonluğu maçı yapması hakkını veren rövanş sistemi sayesinde iki kısa aralık hariç 1948-1963 arasında Dünya Şampiyonu oldu.
Ünvanını ilk kez rejime muhalif tavrıyla dışlanan David Bronstein ile oynadı ve bu maçta ünvanını korumayı başardı. Bronstein, son 2 partiye girerken tek oyunla öndeydi ve 23.partiyi kazaxnan Botvinnik berabere yaparak kurallara uygun olarak ünvanını korumayı başardı. Bronstein ile ilişkileri her zaman soğuk olmuştur; çünkü komünist rejimin destekçisi ve temsilcisi olan Botvinnik hem otoritelerden dolaylı destek görmüştür hem de Bronstein ve Keres gibi iki önemli ismin geri planda kalmasında önemli rol oynadığı iddia edilmiştir. Bununla birlikte Botvinnik hakkında yapılan bu ve benzeri iddiaları reddetmiştir. Satranç tarihçisi Taylor Kingston da Keres ve Botvinnik’in 1960’lardaki iyi ilişkilerine dikkat çekiyor ve kesin de bir kanıt olmadığından bu iddiaların doğru olmadığını yazıyor. Botvinnik, ikinci maçını Smsylov’la 3 yıllık yeni döngünün sonunda 1954’te oynamış ve yine beraberlikle ünvanını korumuştur. 1957’De ise Smsylov’a kaybetmesine rağmen, ertesi yılki rövanşta kazarak ünvanını geri aldı.
1960’ta Tal’e kaybettikten sonra hem akademik alandaki çalışmalarını bırakıp hem de sağlığına dikkat ederek 1961’deki rövanş maçında Tal’i yenmeyi başardı. 1963’te Petrosian’a kaybettikten sonra FIDE rövanş hakkını kaldırdı ve aslında bu iki kez rövanş maçı kazanmış Botvinnik’in Dünya Şampiyonluğu turnuvalarına bir daha girmemesine neden oldu. 1946’da kendi düzenlediği sistemdeki bu büyük değişiklik aynı zamanda 1952’de tartışmalı bir şekilde takım arkadaşlarının oylarıyla Milli Takım’a alınmaması Botvinnik ile ilgili tartışmalı birçok konudan birkaçıdır.
Dünya Şampiyonluğu’nu kaybettikten sonra Botvinnik Leiden 1970’e kadar aralıklarla turnuvalarda oynadıysa da turnuva satrancından kopmadı.
20.yüzyılın ortalarından itibaren dünya satrancında hakim olan, Steinitz’in konumsal satranç teorisini dinamikleştiren ve daha kapsamlı hale getiren Sovyet Satranç Okulu’nun kurucusu olan Botvinnik derin stratejik fikirlerle beklenmedik taktik darbeleri birleştiren bir stile sahipti. “Patrik” lakaplı Botvinnik, gerek açılış gerek oyunortası gerekse oyunsonu teorisine önemli katkılarda bulunmuştur. Sistematik turnuva hazırlığına dikkat çekmesi de önemli bir özelliğidir. Satrançta sistemli çalışmanın ve ev hazırlığının önemini Alekhine de fark etmiştir; ancak Botvinnik bu çalışmalarını sistematikleştiren ilk dünya şampiyonudur. Çok disiplinli olmasıyla tanınan Botvinnik , direncini arttırabilmek için fiziksel antrenmanlar da yapıyordu. Bilimsel yaklaşımı ve sistematik oyunu bir makine gibi kusursuz ve acımasız olarak anlatılabilir, hatta Kasparov’un anlatımıyla Stalin Dönemi’ndeki Sovyetler Birliği’nin makine gibi işleyen acımasız ve soğuk düzenine benziyordu. Botvinnik, satranca bilgisayarın girmesinde de öncü isimlerden birisi olmuştur. Ayrıca kendi adıyla bir satranç okulu kurmuş ve bu okuldan başta Kasparov olmak üzere dünya şampiyonları, ünlü büyükustalar yetiştirmiştir. Ayrıca günümüzün en önemli antrenörlerinden birisi olan Mark Dvoretsky de bu okulda çalışmıştı.
25 Temmuz 2007 Çarşamba
Kaydol:
Kayıt Yorumları (Atom)
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder